Hit-Express
Hit-Express
80'lerden elimde kalan oyuncak, kaset vs. ile nostalji yapıyorum :)
Hit-Express
Hitbox
Autogramm-Stunde...mit 20 Spitzenreitern
Olympia daktilo markası, daktilonun henüz yerini bilgisayar klavyesine bırakmadığı dönemlerde çok popülerdi. Tıpkı dijital hesap makinaları çıkmadan önce, neredeyse her dükkanda ve bankada bulunan devasa büyüklükteki, ilginç mekanizmalı Facit hesap makinaları gibi. Olympia günümüzde üretim ağırlığını dijital aletlere versede hala daktilo üretmekte. 1960'lara kadar daktilolar, dönemin ihtiyaçlarına ve teknolojisine paralel olarak iri ve ağırdı. Kolay taşınabilir, kutulu daktiloların tasarlanmasıyla birlikte daktilolarda hareketli hale geldiler. Bu tıpkı ev bilgisayarlarının laptopa dönüşmesi gibi bir süreçti o zamanlar. Paillard konseptinde yeni tasarlanan daktilolarda hafif metaller ve o zamana kadar sık kullanılmayan plastik gövdeler kullanılmaya başlandı.
Opet'e teşekkür etmek lazım. Bize 80'leri hatırlattığı vede güzel bir zincirleme nostalji yaşattığı için. Bir zamanlar trafikte çok gördüğümüz ve günümüzde efsaneleşen Murat 124'ü reklamlarında baş rol oynatırken, diğer bir efsane, 80'lerin dizi filmi "Kara Şimşek"le (Knight Rider) harmanlanmış harika bir reklam kampanyası oluşturdu. Kara Şimşek'deki Pontiac Trans-Am T-top bizim Murat 124 oldu. Hemde önünde gidip gelen o kırmızı ışığına kadar. Kara Şimşek'in Kitt'i (Knight Industries Two Thousand) reklamda Gitt'e (Güzel İnsan Taşıma Taşıtı) dönüştü. Ve elbette sürücüler. Filmde Kitt'in sürücüsü "Michael Knight" karakterini oynayan David Hasselhoff, reklamda ise güzel bir saç örneği ile ona benzetilmiş "Mayk" karakterinde Cem Yılmaz. Aslında en güzel yanı ise reklamda oynayan Gitt'in oyuncağının piyasaya çıkması. Uzun yıllar Murat 124 üretilmişdi ülkemizde ama doğru düzgün oyuncağını görememiştik. Kısmet bugünlereymiş. Böyle reklam bahanesiyle birde Renault oyuncağı çıksa ne kadar güzel olur.
Bu kasetin çıkış yılını hatırlamakta zorlanıyorum ama 86' yada 87' yılları olabilir. O yıllar daha Yugoslavya iç savaşı patlamamıştı. Ve çoğu gurbetçi Avrupa'dan Türkiye'ye arabalarla gelip gidiyordu. Türkiye hazırlığı hediyeler, kıyafetler vs. vs. ile yapılırken en önemli unsurlardan bir taneside "yolculuk kasetleri"nin hazırlanmasıydı. Malum, yol en az Türkiye'ye girene kadar 2 yada 2 buçuk gün alıyordu. Yol öncesi karışık kasetler hazırlanırdı. Pamukbank o yılların modasına uyup, gurbetçilerin yol macerasına eşlik etmesi için bir "yol arkadaşı kaseti" hazırlatmıştı. Kaseti Ludwigsburg'daki şubeye işlem yapmak için gittiğimizde hediye olarak vermişlerdi. :) Yol boyunca dinlediğimizi hatırlıyorum. İçinde ufak skeçler, fıkralar, karışık potpuri şarkılar vardı. Hey gidi günler. Genç Pamukbank "iyi bankadır" :)
Yetmiş ve seksenlerde çocukluğunu yaşamış çoğu kişi için bir efsanedir bu markalar. Türkiye'de henüz büyük oyuncak mağazaları açılmamışken sağ olsunlar bu vazifeyi gören kırtasiyelerimiz mevcuttu. Ama bu 1:64 oyuncak arabalar (diecast) her kırtasiyede de olmazdı. Çocukluğumun bir bölümü Almanya'da geçtiği için büyük alışveriş mağazalarının oyuncak bölümlerinde bulmam kolay oluyordu bu markaları. İzmir'de ise Nokta Kırtasiyeden (Hatay Caddesinde) aldığımı hatırlıyorum. Seksenlerin sonuna doğru piyasadan yok oldu bu küçük arabalar ama son yıllarda tekrar ülkemize geldi. Özellikle kolleksiyonerlerin artmasıyla birlikte Hotwheels, Jada, her nekadar feci pahalı olsalarda Minichamps ve Autoart'ında ülkemizde satılmaya başlanması memnunluk verici gelişmeler. Ahh, düşündükçe yanarım; bir torba metal arabam varken, şimdi 80'lerden toplasam iki elin parmakları kadar geriye arabam kaldı. Kıymetini bilememişim. Son zamanlarda ise Hotwheels 50-60- ve 70'lerin klasiklerini topluyorum. Bunun yanında 80'lerde çıkan araba modellerinide bulursam kaçırmıyorum.